|
Çocuklarda antibiyotik kullanımında dikkatli olun
Özellikle
kış aylarında artış gösteren hastalıklarla birlikte, bilinçsiz ve doktor
tavsiyesinden uzak antibiyotik alımı da görülmeye başlanıyor. Bu da ciddi
sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Mevsim değişikliği yaşadığımız şu
günlerde sıcağa olan özlemimiz gün geçtikçe artıyor. Kış aylarında havaların
giderek daha da soğuması, güneşin arada bir içimizi ısıtıp sonra hemen
kaybolması ani ısı değişikliklerini de beraberinde getiriyor. Bu durumdan
hemen etkilenen ve ani ısı değişikliklerine ayak uyduramayan çocuklar kolay
hasta olup yoğun ilaç, özellikle antibiyotik kullanımına maruz kalabiliyor.
Ateşli çocuğa bol bol sıvı verin
Çocuklarda
görülen yüksek, ateş anne babaları en çok korkutan sağlık sorunlarından
biridir. Ateşin görülmesiyle birlikte paniğe kapılan ebeveynler, çocuğa ateş
düşürücü ilaçlar içirmek veya kalın kıyafetler giydirmek gibi bilinçsiz
yaklaşımlarda bulunmaktadır. Ancak bu durum, ateş tablosunun daha ağır
seyretmesine neden olabilir.Türkiye’de her üç çocuktan birinde göz bozukluğu
görülebiliyor. Bu görme bozukluğunun farkında olmayan aileler, çocuklarının
derslerde ki düşük başarı seviyelerini, öğrenme yeteneklerinin düşüklüğü
olarak nitelendirebiliyor. Oysa çocuğun öğrenme kabiliyetinde bir eksiklik
yok, iyi göremediği için derslerinde geri kalabiliyor. Göz bozukluğunda
önlem alınmadığında, gözde tembellik başlıyor ve bu durum ilerleyen yıllarda
çocuğun görme kalitesini daha ciddi oranda etkiliyor. İş işten geçmeden
aileler duyarlı davranmalı.”
Çocuklarda en sık görülen sorunlar
Çocuklarda en sık görülen göz hastalıklarının şaşılık, miyop, hipermetrop ve
astigmat olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemal Dikici sözlerini şöyle sürdürdü:
“Görme bozukluklarının görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artar. Göz
tembelliği, Şaşılık, Miyop, Hipermetrop ve Astigmat çocuklarda en sık
görülen sorunlardır. Erken doğan yani prematüre bebeklerin ise problemleri
çok daha farklı ve büyük boyutlarda olabiliyor, bu nedenle bebek ve
çocuklardaki göz problemlerinin erken tanısı çok büyük önem taşıyor.”
Şu
belirtilere dikkat
Göz bozukluğunun erken konulan teşhis ile geçici gözlük kullanımı yoluyla
kolayca atlatılabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Kemal Dikici, “Çocuğun
tahtayı yeterince iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle
takip etmesi, bir gözünü daha öne alarak kitaba bakması, televizyonu
yakından seyretmesi, gözlerde sulanma ve dolayısıyla ödevlerini yaparken
zorlanması gibi durumlar göz bozukluğuna işarettir. Çocuklarında bu tür
şikâyetler gözlemleyen ebeveynlerin, okulların açılışı öncesinde mutlaka bir
hekime başvurması gerekiyor” dedi.
Okul
öncesi göz muayenesi şart
Ailelere okul öncesinde çocuklarını muhakkak düzenli olarak doktora
götürmelerini öneren Prof. Dr. Kemal Dikici şöyle konuştu: “Bu sayede bir
veya her iki gözde görme azlığı problemi, buna neden olan hastalıklar ve
şaşılık erkenden tespit edilir. Ayrıca düşük göz kapağı, nistagmus adı
verilen istem dışı göz hareketlerine de bu dönemde erkenden tanı konularak
tedaviye geçilebilir. 0-16 yaş grubundaki çocukların gözlerini korumak için
doğumdan hemen sonra, çocuk 6 aylıkken, okula başlamadan önce ve okul
süresince düzenli göz muayenesi yapılması gereklidir. “
Çocuklardaki göz
hastalıkları ve belirtileri
* Göz kayması,
* Gözlerde titreme
* Göz kapağı düşüklüğü Göz yaşarması
* Çapaklanma
* Şişlik
* Bir gözü kapayarak bakma
* Çok yakından okuma
* TV’yi yakından izleme
* Gözlerini kısarak bakma
* Okuduğu yeri kaçırma
* Okuduğu yeri belirlemek için parmak kullanma
* Düşük performans
* Baş ağrısı
* Sakarca davranış,
* Dalgınlık
* Başı bir yana eğerek bakma
* Sık sık gözleri kaşıma
* Bebek 3 aylık olmasına rağmen bakışları odaklayamama
* Ailede gözlük kullananlar veya göz hastalığı bulunması durumlarında
çocukta göz hastalığı olabileceğini düşünmek gerekir.
Hangi yaşa nasıl cevap?
2–3 yaş: Bu
yaşta çocuğunuza penis, vajina gibi isimleri öğretebilirsiniz.
3–4 yaş:
“Bebek nereden gelir?” sorusu merak konusu olmaya bu yaş aralığında başlar.
Bu yaşta çocuğunuza vereceğiniz cevap ayrıntılardan arınmış olmalıdır: “Bir
süre karnımın içindeki rahim denen yerde yaşadın ve yeterince büyüdüğünde de
doğdun.”
4–5 yaş:
Çocuklar için ayrıntılar önemli hale geldiğinde yeni bir soru gelir: “Bebek
nasıl doğar?” Cevabınız yine çocuğunuzu tatmin edebilecek ölçüde açıklayıcı,
ama kafasını karıştırmayacak şekilde sade olmalıdır: “Doğmaya hazır
olduğunda rahim kasılarak seni vajinaya doğru itmeye başladı ve doğdun!”
5–6 yaş: Bu
yaştaki çocuk, bir bebeğin annesi ve babası tarafından ortak yapıldığını
bilir. Merak ettiği bu ortaklığın nasıl sağlandığıdır. Bu yaşta çocuğunuza
verebileceğiniz en açıklayıcı cümle şöyle olmalıdır: “Babanın içinde bulunan
spermle annenin içinde bulunan yumurta birleşince bebek oluşmaya başlar.”
6–7 yaş:
Cinsi münasebetin çocuğa en temel şekilde anlatılmasının ideal olduğu yaş
aralığıdır. Şöyle diyebilirsiniz: “Doğa (ya da Tanrı) insanı kadın ve erkek
olarak iki şekilde yarattı. Yarattığı kadının ve erkeğin vücutlarını tıpkı
bir yapbozun parçaları gibi birbirine tam uyum sağlayacak şekilde tasarladı.
Yapbozun parçaları, yani penis ve vajina birleştiğinde spermler tıpkı
kurbağanın yeni doğan yavruları gibi yüzerek kadının rahmindeki yumurtanın
içine girer ve bebek oluşmaya başlar.” Bu noktada çocuğunuza seks ve ilişki
kelimeleri hakkında ne bildiğini sorun. Her iki kelimenin de iki insan
arasındaki aşkı ve sevgiyi gösterdiğini söyleyin.
Belli
soru ve durumlara doğru yaklaşımlar
Çocuk cinsellikle ilgili sorularına başlamak için sizin hazır olmanızı
beklemez. Hazırlıklı olmak ve onu tatmin edebilecek cevaplar verebilmek
istiyorsanız bazı senaryolarla kendinizi hazırlamalısınız. İşte size
yöneltilebilecek birkaç soru örneği ve vermenizin uygun olacağı cevaplar.
• Üç yaşındaki çocuğunuz
yeni doğan erkek kardeşinin bezi değiştirilirken penisini göstererek “Bu
ne?” diyor.
Bu noktada tedirgin olup alt değiştirme hızı rekoru kırarak konuyu kapatmaya
çalışmak çocuğunuzun kafasında oluşan soru işaretini gidermeyeceği için
doğru bir yaklaşım değildir. Aksine çocuğunuza kız ve erkek arasındaki farkı
öğretmek için bir fırsat yakalamış olduğunuz için sevinmelisiniz. Ona sakin
bir ses tonuyla konuyu anlatın. Bu, çocuğunuzu, bunun gayet normal bir durum
olduğu konusunda ikna etmeniz için önemlidir. “Bu kızlarla erkekler
arasındaki farklardan biridir. Erkeklerin penisi, kızlarınsa vajinası
vardır. Yani senin vajinan, kardeşinin de penisi var.”
Hiperaktif mi yoksa sadece burnu mu tıkalı?
Burnu tıkalı
çocuklar rahat nefes alamıyor, rahat uyuyamıyor, baş ağrısı ile uyanıyor,
gün içinde derslerine konsantre olamıyor, ders başarısı düşüyor. Etrafına
karşı davranış bozuklukları sergiliyor ve hiperaktiftir oluyor. Bu durum
birçok kez hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısıyla tedavi ediliyor.
Acaba çocuğunuz hiperaktif mi yoksa burnu mu tıkalı?
|
|